
“Vahşi Madenciliğe Hayır !”
Kazdağları Ekoloji Platformu, 5 Ekim 2024'te Çanakkale'de "Vahşi Madenciliğe Hayır" mitingini düzenliyor. Ekosistemin korunması için mücadele devam ediyor.
Kazdağları Ekoloji Platformu ve Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği tarafından, 5 Ekim 2024, cumartesi günü gerçekleştirilecek olan “Vahşi Madenciliğe Hayır” Mitingi ile ilgili olarak Tertip komitesi tarafından bugün Çanakkale İskele Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Tertip komitesi başkanı Süheyla Doğan tarafından miting hakkında bilgi verildi. Arkasından, mitingin amacını ve politik yaklaşımını içeren bir deklarasyon okundu. Deklarasyonu, Kazdağları Ekoloji Platformu sözcülerinden Füsun Kayra okudu.
Açıklamada, “İklim krizinin gezegenimizi sürüklediği yok oluşun bir sistem sorunu olduğunu biliyoruz. Ancak ne yazık ki krizin ekoloji politik bağlamda etkin siyasetin gündemine yerleşemediğini de görüyoruz. Sömürgeci sistem, insanı merkeze alıyor ve doğayı insan için tüketilebilir kaynaklar bütünü olarak görüyor; oysa yeryüzü üzerindeki tüm canlı ve cansız varlıklarla yaşamsal bir ağ. Bu ağı bir arada tutmak ancak herkese yaşam hakkı tanımakla yani adil, eşitlikçi ve ekolojik bir sistemle mümkün” sözlerine yer verildi.
Yüzde 79’u Ruhsatlandırılmış
Açıklamada Kazdağlarında bin 00’den fazla ruhsatlı alan olduğuna dikkat çekilerek, “Biga yarımadası, Edremit’ten Bandırma’ya kadar uzanan bir ekosistem. Kazdağları ve çevresi de bu ekosistemin önemli bir parçası. 1 milyon 697 bin 62 hektar olan Kazdağları, doğal sit alanları, gen koruma alanları, milli parklar, kent ormanları, tabiat parkı ile yaban hayatı için de çok önemli bir alan. Ne yazık ki Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre bu alanın yüzde 79’u ruhsatlandırılmış durumda. Bunun da yüzde 41’i aktif ruhsatlı alan. Bu yoğunlukta madencilik faaliyeti tüm ekosistemi, sosyal, kültürel ve ekonomik yapıyı tehdit ediyor. Bir dünya mirası olan Kazdağları 72 si endemik, 1400’ün üzerinde bitki türünün ve sayısız hayvanın yuvası. Avrupa ve Asya kıtaları için inanılmaz büyük bir biyoçeşitlilik göz göre göre feda ediliyor. Kazdağları 1600’den fazla ruhsat ile 90 civarında yerli ve yabancı şirketin talanına açık hale getiriliyor” denildi.
“Felaketlere Geçit Vermeyeceğiz”
“Bugün Bayramiç, Çan, Lapseki, Ayvacık ve Yenice metalik madencilik nedeniyle etkileri yüzlerce yıl sürecek bir doğal yıkım tehdidiyle karşı karşıya. Uşak Kışladağ, Kütahya, Bergama, Giresun, Ayvalık, Artvin Murgul ve Erzincan İliç’te yaşanan kazalarda vahşi madenciliğin neden olduğu doğa ve insan kıyımları yaşanmışken Kazdağları’nda böylesi felaketlere geçit vermeyeceğiz” sözlerine dikkat çekilen açıklamada, “Madencilik projeleri dışında termik, jeotermal, yanlış yerlere yapılan rüzgâr enerji santralleri gibi çeşitli enerji projeleri ile de binlerce dönüm toprağımız kaybediliyor, yüzbinlerce ağacımız katlediliyor. Sözde ekoturizm projeleri ile kırsal alan talan ediliyor. Dağlarımız paramparça! Yabanıl hayat yok oluyor. Yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarımız kesiliyor. Suyumuz tükenme noktasında. Ne için? Yerli ve yabancı şirketlerin, iktidarla işbirliği yaparak, kurumları etkisizleştirerek, hukuku hiçe sayarak kendi rant ekonomilerini büyütmek istedikleri için” diye belirtildi.
Birinci Derece Deprem Bölgesi
Çanakkale bölgesinin aynı zamanda deprem bölgesi olduğu hatırlatılan açıklamada, “Birinci derece deprem bölgesinde bulunan Çanakkale ve Balıkesir illerimizin Bayramiç, Çan, Lapseki, Ayvacık, Yenice, Balya, Havran, İvrindi, Burhaniye, Ayvalık, Sındırgı, Dursunbey gibi pek çok ilçesinde sürdürülmek istenen, ekolojik yıkımlara yol açan, başta altın olmak üzere, kurşun, bakır, gümüş gibi metalik madencilik projelerine karşı bölgede yıllardır sürdürdüğümüz aktif alan savunması ve hukuki mücadele ile önleri kesilen şirketler, faaliyetlerini sürdürebilmek için her yolu deniyor. Yasaların yönetmeliklerin ardından dolanarak yol almaya çalışan şirketler, diğer yandan da doğa hakkı mücadelesi veren hak savunucularını, itibarsızlaştırmaya çalışarak, iftiralarla, suç duyuruları ve tazminat davaları ile yıldırmaya çalışıyor” diye belirtildi.
“Cengiz Holding 1 Milyon Ağaca Çarpı İşareti Koydu”
“Cengiz Holding’e ait Truva Bakır Madenciliğin Bayramiç ve Çan sınırları içinde kalan Halilağa Bakır Madeni projesinde 1 milyona yakın ağacın üzerlerine çarpı işareti atılarak işaretlendiği, gövdelerinde çentiklenmek suretiyle izler bırakıldığı bir ormanlık alanda, korku ve endişe ile her an kesilmeyi bekleyen o ağaçlara sarılmaya mecburuz” sözlerinin altı çizilen açıklamada, “Lapseki’de Nurol Holding’e ait TÜMAD’ın yok etmeyi hedeflediği her ağacı tek tek savunmaya mecburuz. O ağaçların içinde olduğu ormanlarla çevrili köylerimizde yaşayan köylülerimizin, evlerini, geçim kaynaklarını, sularını, topraklarını kaybetme kaygısını içimizde hissetmeye mecburuz” ifadelerine yer verildi.
“Vahşi Madenciliğe Hayır”
Erzincan İliç faciasının Çernobil etkisinde bir ekoyıkımı meydana getirdiği ifade edilen açıklamada, “9 işçimiz vahşi madenciliğe kurban edilmişken, tüm ülkede yükselen madencilik karşıtı sesi meydanlara, şehir merkezlerine taşımak, geniş halk kitlelerinin dikkatini vahşi madenciliğe çekmek ve vahşi madenciliğe son verilmesini sağlamak tek amacımız. ‘Kazdağları’nda Vahşi Madenciliğe Hayır’ mitingi bu amaç ile yola çıkılmış ilk geniş katılımlı mitingdir. Çanakkale’den başlayıp tüm madencilik tehdidi altındaki şehirlerimizde de devamı gelecektir. Çanakkale halkının daha önce de sahip çıktığı Kazdağları’na yeniden sahip çıkacağını, köylerimizin, köylülerimizin yanında duracağını, bu doğa katliamının karşısında duracağını biliyoruz.Ülkemizin her yerini kuşatan vahşi madenciliğe karşı Çanakkale’den, Kazdağları’ndan sesimizi yükseltiyoruz, bu ses ülkenin dört bir yanından duyulsun, çoğalsın ve yankılansın istiyoruz” denildi.