
Çan İçin Kritik Dava: Maden Atıkları Depremde Çan’ı Zehirleyebilir!
Çan için çevre mücadelesi sürüyor! Olası bir depremde Halilağa Bakır Madeni’nin atık sahasının zarar görebileceği ve zehirli atıkların Çan ilçesine yayılabileceği endişesiyle, Kocabaş Çayı’nın suyunun madene aktarılmasına karşı açılan davanın duruşması görüldü. Mahkemede kamu yararı tartışılırken, bilirkişi raporuna itiraz eden davacılar, halkın suyunun şirket çıkarlarına feda edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Çanakkale’nin Çan ilçesinde bulunan Kocabaş Çayı’nın suyunun, Cengiz Holding’e ait Halilağa Bakır Madeni’ne aktarılması amacıyla yapılan kamulaştırmaya karşı açılan davanın duruşması, 26 Şubat 2025 tarihinde Çanakkale 2. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Saat 10.00’da başlayan duruşmada davacılar, kamu yararının bulunmadığını ve su isale hattının maden alanıyla çakıştığını belirtti. Şirket avukatları ise projeyi savunarak bilirkişi raporunun lehlerine olduğunu ifade etti.
“Kocabaş Çayı’nın Suyu, Madene Aktarılamaz!”
Duruşmada davacılar, Kocabaş Çayı’nın Çan ilçesi ve çevresindeki halkın su ihtiyacını karşıladığını, tarımsal sulamada kullanıldığını ve bu suyun maden faaliyetlerine yönlendirilmesinin halkın temel ihtiyaçlarını tehdit ettiğini vurguladı. Ayrıca, su isale hattının madenin atık sahası ile çakıştığını belirterek, bölgenin deprem riski taşıdığına dikkat çekildi. Olası bir depremde zehirli atıkların su kaynağına karışma ihtimalinin bulunduğu dile getirildi.
Şirket Avukatları: Göletler Maden İçin Değil!
Cengiz Holding’in avukatları ise kamulaştırmanın kamu yararına uygun olduğunu ve projede herhangi bir çevresel risk bulunmadığını savundu. Bilirkişi raporunun kendileri lehine olduğunu belirten şirket avukatları, oluşturulacak göletin madene su sağlamayacağını öne sürdü.
Duruşmanın ardından davacı avukatları Ümran Aydın, Cem Altıparmak ve Kazdağları Ekoloji Platformu’ndan Reyhan Erdem açıklamalarda bulundu.
“Cengiz Holding, Türk Milletinden Büyük Değildir”
Duruşma sonrası açıklamalarda bulunan Av. Ümran Aydın açıklamasında;
“Kocabaş çayından su alma yapısı maden alanına su getirilmesi planlanıyor. Bizim ilçemizin suyunu aldığı, Çanakkale Seramik Fabrikası’nın suyunu aldığı, yine pek çok şirketin su aldığı, ilçemize can veren, bütün çiftçilerimizin suyunu aldığı Kocabaş Çayımızın suyu, yapılacak isale su hattıyla birlikte Halilağa Bakır Madeni’ne verilmek isteniyor. Biz Bilaller köylüleri olarak burada davayı açtık. Burada dedik, hiçbir kamu yararı yoktur. Cengiz Holding Türk milletinden büyük değildir.
Ancak dosyamıza atanan meşhur bir bilirkişimiz var. Bütün Çan’ın dosyalarını katleden bu kişi inanılmaz kötü bir bilirkişi raporu sunarak burada kamu yararı olduğunu söylemiştir. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Burada asla kamu yararı yoktur, burada sadece ve sadece şirket yararı vardır. Burada şirket ne yazık ki halkın suyundan önce gelmiştir. Bu bilirkişi, bizim Kumarlar Göleti’nin suyunun da maden şirketine verilmesine neden olan aynı kişidir. Yine bizim Helvacı’da yapılacak kömür ocağının çok faydalı olacağını söyleyen, Çan’da hava kirliliği olmadığını iddia eden bilirkişidir. Türkiye’de bu kişiden başka bir tane bilirkişi yok mu? Bunu sizin vicdanınıza bırakıyorum. Mahkeme heyetine pek çok kez bu bilirkişiye itiraz etmemize rağmen diretilmekte ve bu bilirkişi ne yazık ki Çan’ımızın kaderini çizmektedir. Biz burada elimizden gelen gayreti sarf ettik. Destek olan, buraya gelen bütün arkadaşlarımıza, dosyada bizimle birlikte dosyayı yürüten avukat meslektaşıma teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“Bu Dava Kamu Yararının Tartışıldığı bir Dava”
Av. Cem Altıparmak duruşma sonrası yaptığı açıklamada;
“Buradaki dava, kamu yararının tartışıldığı bir dava… Kamu yararının ne olduğu burada sorgulanıyor. Biz bu tür suyla maden, toprakla maden, havayla maden çatışmalarında kamu yararının aslında doğrudan doğruya sürdürülebilir sağlıklı bir çevre ve yaşam hakkı olduğuna inanıyoruz. Kamu yararının da böyle algılanmasını talep ediyoruz. Teşekkür ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
Kazdağları Ekoloji Platformu üyesi Reyhan Erdem de açıklamasında şunları söyledi:
“Antik Çağ’daki adıyla Granikos Çayı, şimdiki adıyla Kocabaş Çayı, Kazdağları’ndan doğarak 80 kilometre boyunca Çan ilçesinden ve Biga ilçesinden geçerek Marmara’ya dökülüyor. Yıllar boyunca Kocabaş Çayı çevresinde yapılan yüzey araştırmaları var. Bunlara bakarak yıllarca çevresinde kent, kasaba, köyler kurulmuş; bu bölgenin halklarına yıllar boyunca yaşam kaynağı olmuş bir nehir.
Halilağa Bakır Madeni ÇED sahası içinde göletler yapılıyor. Doğrudan Cengiz Holding’in bakır madeni için. Bu göletlerin kamu yararına olduğu, vatandaşa su sağlayacağı iddia ediliyor. Göleti yapan da Devlet Su İşleri adına Cengiz Holding. Burada kamu yararı yoktur, doğrudan doğruya Cengiz Holding adına yapılıyor. Teşekkürler.”
Dava sürecinin devam ettiği belirtilirken, mahkemenin vereceği kararın Çan halkının geleceği açısından oldukça önemli olduğu vurgulandı.